21 Aralık Gününün Önemi Nedir?

 21 Aralık Gecesi Türkiye'de Neler Yaşanıyor?

21 Aralık gecesi  Kuzey Yarım Küre üzerinde kış mevsiminin başlangıcı olarak kabul edilmektedir. Dünya kendi ekseni etrafında ve Güneş’in etrafında dönüşünü 1 yılda tamamlamaktadır. Bu dönüş sonucunda eksen eğikliğinin olması nedeniyle bazı özel durumlar meydana gelmektedir. Bu özel günler 21 Mart ve 23 Eylül gece gündüz eşitliğinin yaşandığı günler ve Aralık ve 21 Haziran  gündönümlerinde yaşanan değişimlerdir. Güneş Oğlak dönencesine 90 derecelik dik bir açıyla inmektedir. Bu nedenle Türkiye’nin içerisinde bulunduğu Kuzey yarım kürede her yıl günleri en uzun gece olarak geçirilmektedir.  Bu tarihte gölgelerin boyu en uzundur ve en uzun gece 15 saat 6 dakika ile Sinop'ta yaşanır. Daha detaylı bilgi burada

21 Aralık Gecesi Dışındaki Diğer Önemli Günlerin Anlamları

21 Aralık gecesi dışında Türkiye'de  3 önemli günün anlamları şu şekildedir:

• 21 Mart (Ekinoks):  Gece süresi 12 saat ve gündüz süresi 12 saat olmak üzere bir gün eşit olarak yaşanmaktadır. Türkiye ilkbahar mevsiminin başlangıcında, güney yarım küre ülkeleri ise sonbahar mevsimini yaşamaktadır.
• 21 Haziran (Gündönümü): 21 aralık tarihinin tam tersidir. En uzun gündüzün yaşandığı ve en kısa gecenin olduğu tarihtir. Yaz dönümü ismiyle de bilinmektedir.
• 23 Eylül (Ekinoks) : Gece ve gündüz süresinin eşit olduğu bir diğer gün de 23 Eylül’dür. Kuzey yarım kürede sonbahar, güney yarım kürede ise ilkbahar mevsimi yaşanmaktadır.

Jüpiter ve Satürn’ün Ortak Hareketi

Astronomik incelemelere göre 21 Aralık gecesi 2020 tarihinde iki devasa gezegenin 20 yılda bir araya geldiği ve tek bir yıldız gibi gökyüzünde gözüktüğü ve bu sene de 20 yıllık döngüye gelindiği açıklanmıştır. Bu sene Jüpiter ve Satürn önceki senelere göre birbirlerine çok daha fazla yakınlaşacak. Bu kadar yakın olarak en son 1623 yılında görüntülenebilmiştir. Yapılan araştırmalar Jüpiter’in Güneş etrafında  bir tam turunu 12 yılda , Satürn’ün de 30 yılda tamamladığını göstermektedir. 1623 yılında gerçekleşen “büyük birleşme” adı verilen bu yakınlaşmada gezegenler Güneş sistemine o kadar yakınlaşmışlardır ki Dünya üzerindeki herhangi bir noktadan bu birleşim sonucunda ortaya çıkan tek yıldızı izlemek mümkün olmamıştı.