Dekalog filmi Polonyalı yönetmen Krzysztof Kieślowski tarafından yapılan 10 bölümlük bir film serisidir. Serinin ilk filmi olan Dekalog 1, 1988 yılında yayınlanmıştır. Dram türündeki bu filmde bir baba ve oğlunun yaşadıkları hayat gösterilmektedir. Bir üniversitede öğretim görevlisi olan Krzystof, 10 yaşındaki oğlu Pawel ile birlikte bir apartman dairesinde yaşamaktadır. Oldukça zeki ve meraklı olan Pawel, ölüm ve var olma konuları üzerinde düşünerek babasına sorular yöneltmektedir. Bir gün babasına, onun Noel hediyesi olarak aldığı patenlerle evlerinin yanındaki, yakında donacak olan gölün üstünde kayak yapmak istediğini söyler. Krzystof, bir bilim insanıdır ve her şeyin matematiksel olarak hesaplanabileceğini düşünür. Bu nedenle oğluna son bir hafta içindeki hava durumu raporlarını meteorolojiden almasını söyler ve bilgisayarında çeşitli hesaplamalar yapar. Hesaplamalarından emin olmak için bir gün oğlu uyurken buz tutmuş göletin üstünde yürüyüp zıplayarak buz kütlesinin sağlamlığını test eder. Ertesi gün oğluna, artık göl üzerinde güvenle kayabileceğini söyler. Dekalog filmi hakkında diğer bilgilere buradan ulaşabilirsiniz.
Bölüm 2
Dekalog filmi İngilizce dersinin iptal olmasıyla birlikte Pawel, hemen arkadaşlarıyla birlikte göle gider. O sırada evde yazı yazan babasının mürekkep kutusu birden kırılır ve küçük bir kız Pawel’i sormak için evlerine gelir. Krzystof, önce kız kardeşini arayarak Pawel’in oraya uğrayıp uğramadığını sorar. Ardından hızlıca İngilizce öğretmeninin evine kadar gider ve dersin iptal edildiğini öğrenir. Oğlunu arayan Krzystof’a göldeki buzun kırıldığını söyleseler de o aksini iddia eder ama artık tedirgin olmuştur. Oğlunu aramak için göle doğru gider. Arama kurtarma ekiplerinin kırılmış buz kütlesi arasından çıkarttığı cansız bedenlerden birisinin oğlu olduğunu görür ve hayretler içinde donakalır. Etraftaki insanların feryatları arasında Krzystof, uzun süre tepkisiz kalmaya devam eder. Ardından kiliseye giderek kızgınlıkla ordaki tuğlaları yıkıp mumları söndürür ve ağlamaya başlar.
Bölüm 3
Dekalog filmi için Krzystof karakteri üzerinden değerlendirme yapacak olursak; Krzystof’un, Pawel’in cansız bedenini gördüğü anda bir şok yaşayarak donakalma ve hissizlik gibi tepkiler gösterdiği dikkat çekmektedir. Etraftaki herkes ağlar, feryat eder, bağırıp çağırarak tepki verir; Pawel’in halası da olay yerine gelip Krzystof’a sarılır ama o hiçbir şey yapmadan hareketsiz şekilde gölü izlemeye devam eder. Aradan biraz zaman geçtikten sonra kiliseye giderek öfkeyle etraftaki şeyleri yıkar ve mumları söndürür. Oturup ağlamaya başlar. Kryzstof’un yaptığı hesaplamalara göre buzun kırılması imkansızdır. Bu nedenle oğlunun kaybı onun için beklenmedik bir olaydır. Yas sürecinin daha uzun sürmesi ve etkinin daha yoğun hissedilmesi zaten beklenmektedir. Kendi yaptığı hesaplamalar sonucu çocuğunun göle gitmesine izin verdiği için büyük bir suçluluk ve başarısızlık hissettiğini söyleyebiliriz. Tüm yaşananlardan sonra öfke içinde kiliseye gitmesinden dolayı Tanrıyı suçladığını da söyleyebiliriz.
Dekalog filmi yas sürecine bakacak olursak sosyal desteğin, kişinin duygu ve düşüncelerini paylaşmasıyla birlikte çaresizlik, yalnızlık, suçluluk ve kaygı gibi duygularının azalmasını sağladığı söylenmektedir. Filmde bu olayın sonrasında yaşananlar gösterilmese de Krzystof’un kız kardeşiyle veya arkadaşlarıyla vakit geçirip onlardan destek alması yararlı olacaktır. Normal yas sürecinde, kişiler bu olayla kendi kendilerine baş edebildiklerinden çoğu zaman bir uzmandan yardım almalarına gerek yoktur. Fakat kaybın beklenmedik ve aniden oluşması travmatik bir etki yarattığı için bedensel ve ruhsal hastalıkların oluşması açısından oldukça risklidir ve bir uzmandan destek almanın önemli olduğu vurgulanmaktadır Terapi esnasında Krzystof’un oğluna söyleyemediklerini söylemesi ve duygularını paylaşarak ona veda etmesi sağlanacağı için vefat eden oğlundan ayrılabilmesinin kolaylaşacağı ve yoğun olarak yaşadığı olumsuz duygulardan da bir miktar kurtulabileceği söylenebilir.
Yorum Gönder
Yorumunuzu Girin...